Mahmut Alınak: "Öcalan 5 yılı aşmadan serbest kalır"

Eski HEP milletvekili ve avukat Mahmut Alınak, dokuzuncu kez cezaevine girecek. Geçmişte düşünceleri nedeniyle yargılanan ve KCK davası dahil ifade suçlusu olarak sekiz kez hapis yatan Alınak'a bu kez verilen cezanın gerekçesi ise, polise hakaret. Hürriyet Gazetesinden Cansu Çamlıbel'e konuşan Alınak, ceza verilmesine neden olan olayı şöyle anlattı:
"İşkenceci polisler yerine bana soruşturma"
"2008 senesi nisan ayının ortalarıydı. Bir teyze geldi, oğlunun eşiyle tartışmasının ardından polislerin geldiğini ve zorla karakola götürdüklerini anlattı. Çok kötü bir biçimde işkence edilmiş. Teyze 'Ne olursunuz bize yardım edin' dedi. Adliyeye gittim, savcılığın bulunduğu katta gencecik bir insan banka yığılmış halde oturuyordu. El sıkıştık. İsminin Tahsin Orman olduğunu söyledi. 'Hemşeriyiz, Digorluyum' dedi. Burnu balon gibi şişmişti, gözleri kapanmıştı, giysilerinde kurumuş kan izleri vardı. Polisleri baş hareketiyle gösterip 'Beni dövdüler' dedi. Çok sarsıldım. 'Bu canavarlık, hayvanca bir uygulama' gibi sözler söyledim. Eşinin şikâyeti üzerine karakola alınmış fakat ortada herhangi bir darp olayı olmadığı için polise mukavemetten adliyeye getirilmiş. Savcı ifadesini aldı, ben avukat olarak katıldım, şahıs polise mukavemetten tutuklandı. Ben tabii polislerin gidip savcıyla görüştüklerini, savcının da benim sözlerim hakkında tutanak tuttuğunu bilmiyorum. İfadeye çağrıldım. Savcıya 'Ben kimseye hakaret etmedim. Senin işkenceci polisler hakkında soruşturma açman gerekirken onlara bir-iki laf ettim diye benim hakkımda soruşturma açman hukuk katliamıdır' dedim. Ama buna rağmen dava açtı ağır cezada. Ağır Ceza hâkimleri de beni hakkımda düşmanca bir tutum sergilediler. Çünkü o günlerde hemen her gün makale yazıyordum ve dava açılıyordu."
Polisler hem şikayetçi hem tanık
Yargılama sonucunda bir ceza verilebileceğini ihtimal vermediğini anlatan Alınak, polislerin tuttuğu tutanak dışında bir delil bulunmamasına rağmen, ceza aldığını belirtti. Alınak, "Polisler hem şikâyetçi, hem tanık. Ben yılların hukukçusuyum, böyle bir tutanaktan dolayı ceza verilmesi mümkün değil. Biz kararı temyiz ettik. Yargıtay onayladı" dedi.
Mahkeme, 'suça eğilimlidir' diye en üst sınırdan ceza verdi"
Yargılanmasına konu olayın hakaret değil, işkenceye karşı tutum almak ve bunu ifade etmek olduğunu dile getiren Alınak, "E orada düşüncelerimi ifade etmişim. Ha, orada polisi tokatlasam, cebelleşsem hadi desinler şiddet uyguladın. Polise hakaret etmişim. Mahkeme başka bir şey daha yapmış, kararda diyor ki: Mahmut Alınak suça eğilimlidir. 7 ay ceza verilecekken suça eğilimli olduğum için mahkeme en üst sınırdan veriyor cezayı" diye konuştu.
"Devletin restini şerefle kabul ediyorum"
Alınak, denetimli serbestlik kabul etmeme nedenini de "Orada iş yaptırılıyor. Bu gayriinsani bir uygulama. Ben tırnak içinde düşünce suçlusu olmasam bile böyle gayriinsani bir uygulamayı kabul etmem mümkün değil. Diyelim ki ev hapsine dönüştü ayağıma kelepçe takılacak. Böyle bir şeyi kabul edemem. Bu nedenle de devletin restini şerefle kabul ediyorum" şeklinde konuştu.
"Devletin gözünde sicilim bozuk"
Kendisine verilen cezanın sisteme muhalif siyasi duruşu nedeniyle olduğunu vurgulayan Alınak, şunları anlattı:
"Devletin gözünde sicilim bozuk. Ben hâlâ lağım sularının karıştığı derenin suyundan içilen Mevrek Köyü’nden çıktım. Avukat oldum, milletvekili oldum ama hep Mevrekli olarak kaldım. Doğal olarak bu düzene karşı bir tepki oluştu bende. Eskiden defter tipi turuncu renkte nüfus cüzdanları olurdu. Bir sayfasında ‘Bakanlar Kurulu falan tarihinde yaptığı toplantıda Mahmut Alınak’ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabulüne karar vermiştir’ diye bir cümle vardı. Günlerce o cümleyi okuduğumu hatırlarım. Bakanlar Kurulu toplanmış ve böyle bir onur vermiş bana! Yaşayarak gördüm ki Türkiye Cumhuriyeti devleti aslında beni prangaya vurmuş. Yıllar sonra Kürt kimliğimin farkına vardım ben. Dilimin yasaklı olduğunu yıllar sonra fark ettim ve bunun bedelini de çok acı bir biçimde ödedim. Ne zaman ki özgürlüklerden, insan haklarından söz ettim, devletin balyozu tepeme indi. Cezaevlerine atıldım, hırpalandım."
Çamlıbel'in Kürt sorunu ve çözüm süreci üzerine sorularını da yanıtlayan Alınak, kendisinin de uzunca bir dönem üyesi ve yöneticisi olduğu HDP ve öncülü siyasi partileri eleştirdi. Alınak, "Sözü edilen partilerin cehennem ateşini söndürecek ve cennette yaşayan kesimlerin egemenliğine son verecek durumu yok. Kürdistan-Lazistan ve Türkiye’de, bu 3 coğrafyada yaşayan halkları kucaklaştıracak bir niyetleri de projeleri de yok. İddiayla söylüyorum: O partiler siyasetin hakkını verebilseydi bugün bu noktada olmazdık. Bu belki bir ütopyadır ama o partiler hakkını verseydi bugün Karadeniz halkı kapılarını Kürt siyasetine kapatmak yerine Kürtlerin halkı verilsin diye ayağa kalkardı" dedi.
"O alkışlar Roboski ve Gezi katliamlarının failineydi"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı, cumhurbaşkanlığı yemin töreninde Recep Tayyip Erdoğan'ı ayakta alkışlamasını da eleştiren Alınak, şunları söyledi:
"Tayyip Erdoğan tek başına kalmış olsaydı Çankaya’da o kadar rahat oturamazdı. HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmış olması Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını meşrulaştırdı. Seçime katılıp sonucunu onaylamışsanız eğer artık Meclis’te ayağa kalkmak zorundasınız. Selahattin Demirtaş’ın alkışı oydu zaten. Farkında mıydı bilmiyorum ama o alkışlar aslında Gezi katliamlarını selamlamaydı. Tayyip Erdoğan Gezi katliamlarının failidir, Roboski’nin failidir."
Alınak, çözüm sürecini de "Devletle PKK arasında herhangi bir pazarlık falan yok. Dümen AKP’nin elinde, direksiyonda Tayyip Erdoğan var. Öcalan aktör değil. Co-pilot da değil. Öcalan’la görüşmeler yapılıyor ama bu meselenin çözümüne dair bir masaya oturma değil. Elbette gençlerin ölmemesi çok çok önemli. Ben kendi hesabıma bir damla insan kanını 1000 tane dünyaya değiştirmem. Bana 1000 tane Kürdistan versinler, bir damla insan kanı akacaksa ben yokum. Kürt siyasal hareketi sivil siyaseti yükseltmiş olsaydı bugünkü tablo yıllar önce gerçekleştirilebilirdi. PKK silah kullanamaz, devlet operasyon yapamaz hale getirilebilirdi. Şu an bütün inisiyatif Tayyip Erdoğan’da. Ama Kürtlerin haklarının verileceğine dair siyasal iktidardan tek bir açıklama gelmedi. BDP’den de duymuyoruz. Demokratik özerklik dedikleri içi doldurulmayan ve altyapısı olmayan bir proje" diye yorumladı.
"Öcalan 5 yılı aşmadan serbest kalır"
Alınak söyleşide Öcalan'ın cezaevinden çıkarılacağı öngörüsünü de paylaştı, "Gidişat Öcalan’ın serbest kalmasını gerektirecek. Ben Öcalan’ın 5 yılı aşmadan dışarıda olacağını düşünüyorum" dedi.

Yorum Gönder

0 Yorumlar