Hiç kimseyle ittifakımız yoktur

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Hiç kimseyle, hiçbir konuda pazarlığımız, anlaşmamız, ittifakımız yoktur. Hiçbir partiye, kuruma, oluşuma verilmiş bir sözümüz asla ve asla yoktur" dedi.
KAYSERİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bahçeli, Kayseri'de bir otelde gerçekleştirilen MHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve TBMM Grubu Ortak Toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ve dünyanın 2015 yılına belirsizlikler altında, tehlikeler eşliğinde girdiğini söyledi.
İnsanlığın umutla korku arasında güvenli liman arayışını bu yılda da sürdüreceğinin belli olduğunu belirten Bahçeli, asimetrik tehditler, karanlık ilişkiler ve huzursuzluğa yatırım yapan çevrelerin 2015 yılını erkenden gölgelediğini savundu.
Küresel sükunet, küresel vicdan, küresel denge ve düzenin bıçak sırtında olduğunu öne süren Bahçeli, şunları kaydetti:
"Parti olarak iç ve dış hadiseleri yakından izliyor, vahim boyutlu gelişmelerden oldukça kaygı duyuyoruz. Böylesine ağırlaşan bir gündem içinde, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ile milletvekilleri ortak toplantısını gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bu kapsamda 2015 yılının bu ilk toplantısında 7 Haziran'da yapılacak 25. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimi'nin hazırlık çalışmaları ele alınmış, devam eden il ve ilçe kongrelerimiz değerlendirilmiştir. Bunun yanında iç ve dış olaylara bakışımız, bundan sonraki politikalarımız görüşülmüştür."
Bahçeli, Haziran ayında yapılacak seçimlere değinerek, "Türkiyemiz, 7 Haziran'da tarihin en kritik seçimine sahne olacaktır. Türk milleti, çok sayıda partiden birisini seçmekle kalmayacak, aynı zamanda geleceğini oylayacak, doğruyla yanlış arasında bir seçim yapacaktır. Ya AKP kızağa alınacak ya da Türkiye kırılacaktır. Ya AKP bitecek ya da Türkiye batacaktır. Ya AKP-HDP-PKK ve şer odakları kaybedecek ya da vatan, bayrak, namus ve şeref kahrolacaktır. Artık çıkar ve orta yol kalmamıştır. 13 yıla giren AKP yağması, AKP saldırısı, AKP kumpası, AKP karanlığı son bulmazsa, Türkiye hazin bir sona demirleyecektir" diye konuştu.
Bu seçimin kavgayla kardeşlik arasında bir seçim olacağını savunan Bahçeli, karışıklığa ümit bağlayanlarla tarihi ve kültürel kader ortaklığını hedefleyenlerin 7 Haziran'da sandıkta karşılaşacaklarını belirtti.
"Taşıdığımız milli ve tarihi görevin bilincindeyiz"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları söyledi:
"Yaklaşık 13 yıldır tırmanmak zorunda kaldığımız yokuşun 7 Haziran'da inişe geçmesi için AKP ve bölücülük afyonu yutmuş ihanet şebekesinin mutlaka tasfiyesi lazımdır. Aziz milletimiz huzur istiyorsa, AKP'yi göndermelidir. Refah, adalet ve selamet bekliyorsa AKP'ye demokratik fatura çıkarmalıdır. Önümüzdeki seçimin telafisi, tamiri ve tehiri yoktur. Önümüzdeki seçimin hafife alınacak, ihmale gelecek bir yanı, bir yönü de olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, 7 Haziran'daki demokrasi imtihanına var gücüyle, tüm imkanlarıyla hazırlanmaktadır. İnanıyorum ki bu seçimden yüzümüzün akıyla çıkacağız ve milletimizin teveccühüyle Türkiye'yi kaos akıntısından, kötü şartlardan yüksek bir azimle kurtaracağız. Üzerimizde dolaşan musibet ve kabus bulutlarının dağıtılması için Milliyetçi Hareket Partisi'nin mücadele ve müdahalesi lazımdır. Tahakküm zincirlerinin kırılması için MHP son ümittir. Taviz devrinin, teslimiyet defterinin kapanması için MHP son çaredir. Tahrik ve taciz lobisinin bozgunu için MHPson mevzidir. Kutuplaşma ve kuralsızlık ateşinin söndürülmesi için MHP son kuvvettir. Yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların kazınması için MHP son kudrettir. MHP, Türkiye için son şans, son kale, Türk milleti için en emin sığınaktır. Çok şükür, sorumluluğumuzun idrakindeyiz. Taşıdığımız milli ve tarihi görevin bilincindeyiz."
Bahçeli, 46 yıllık birikim ve tecrübeyi iktidarla taçlandırmak, büyük Türk milletine hizmetle tahkim ve takviye etmek istediklerini belirtti.
Bölünme hayali kuranlara söyleyecek sözleri olduğunu ifade eden Bahçeli, "Türkiye'ye sahip çıkacak inancımız ve imanımız vardır. Çiğnenen bayrağımızı tutup kaldıracak heyecanımız vardır. Parçalanmak istenen topraklarımızı müdafaa edecek bağlılığımız ve sadakatimiz vardır. Her insanımızı bağrımıza basacak, her değerimizi kutsal bir miras gibi benimseyecek cesaretimiz ve kardeşlik hissiyatımız vardır. Türkiye'nin meselelerini çözecek kadrolarımız vardır. Kronikleşen sosyal ve ekonomik problemleri giderecek plan ve projelerimiz vardır. MHP varsa istikbal vardır, istiklal emniyettedir. MHP varsa Allah'ın izniyle Türkiye darboğazdan çıkacak, millet darlıktan kurtulacaktır" şeklinde konuştu.
"Bedeli ne olursa olsun, zulme karşı direneceklerini, zalime boyun eğmeyeceklerini, 'Beştepe Hanedanlığı'nın oyunlarını bozacaklarını, rüşvetçilerin, rezalet yarışında ipi göğüsleyen kanun kaçaklarının hakkından geleceklerini, teröriste, terör şeflerine, bölünmeden fayda ve menfaat uman, Türklük ve Türkiye düşmanlarına karşı dimdik duracaklarını" belirten Bahçeli, "Yeter ki aziz milletimiz MHP'ye 'evet' desin, icazet ve izin versin. Yeter ki Türk milleti önümüzü açsın, dua ve desteğini bizlerden asla esirgemesin" ifadelerini kullandı.
"Türlü hilelerle saklanmış istikrarsızlıktan bunalan ve içi kararan asil millet evlatlarını kucaklamaya talibiz" diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"Milliyetçi Hareket Partisi, dik baş, tok karın, mutlu yarın için herkesi milli uzlaşmaya, milli iktidara davet etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi milletten alınan vergileri saraylara değil, benzi sararmış kardeşlerimize vermeye yeminlidir. Haramın değil, helalin kazanmasına, helalin toparlanmasına yemin etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, devlet hazinesini havuzculara peşkeş çeken rüşvet ve yolsuzluk yuvalarının hüsrana uğramasına ant içmiştir. Tıpkı dün olduğu gibi önümüze tuzaklar döşeyecekler ama fayda etmeyecektir. Dedikodu yapacaklar ama beyhude kalacaktır. Tertip ve tezviratlarla (yalan dolan) akılları çelmeye, içimizi karıştırmaya kalkışacaklar ama nefesleri yetmeyecektir. Mücadelemizin önüne engeller çıkaracaklar ama dün olduğu gibi yine hezimetle tanışacaklardır."
"Hiç kimseyle ittifakımız yoktur"
Milliyetçi Hareket Partisi Hükümeti'ni kurmak, Türk milliyetçilerinin nasıl bir ülke yöneteceğini,  reform ve yeniliklerle millete ne şekilde hizmet götürüleceğini ispatlamak istediklerini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
"Kim ne derse desin, anketler ne söylerse söylesin, Türk milleti, Milliyetçi Hareket Partisi'ne iktidar görevini hiçbir tereddüde kapılmadan tevdi ve emanet edecektir. Bunun işaret ve sinyalleri ziyadesiyle fazladır. Hiç kimseyle, hiçbir konuda pazarlığımız, anlaşmamız, ittifakımız yoktur. Hiçbir partiye, kuruma, oluşuma verilmiş bir sözümüz asla ve asla yoktur. AKP, HDP ve PKK ile aynı yolu yürüyüp beraberliklerini pazarlıklarla temellendirirken, biz yalnızca Türk milletiyle var olacağız. CHP, HDP ile cilveleşip birbirlerini arkalarken biz, Türkiye olduğumuzu, Türklüğün sancaktarı, kalpgahı ve ana karargahı mevkiinde bulunduğumuzu unutmadan koşacağız. Bizim ittifakımız milletimizledir. Bizim koalisyonumuz milletimizledir. Bizim tek güvencimiz, tek desteğimiz Türk milletinin tertemiz vicdanıdır. Bizim tek ilham ve güç kaynağımız, Türk milletinin asaletidir, irfanıdır, muhteşem ferasetidir. Kirli ve yalan propagandalarla vakit kaybedemeyiz. Kendimizi anlatmak, yapacaklarımızı sürekli paylaşmak ve önümüze bakmak varken, başkalarının gündemlerine alet olamayız, bunların peşinden sürüklenemeyiz."
"Bizi arayan demokraside bulur"
Bahçeli, "meşruiyeti dışarıdan arayan 'işbirlikçilerin' hesabını seçimden sonra soracaklarını, Türk milletini yerel ve küresel soygunun dişlileri arasına sıkıştıranlarla seçimden sonra hesaplaşacaklarını" belirterek, "Türk devletinin bölgesinde ve dünyada lider ülke seviyesine çıkmasından korkanlar, bizimle uğraşmaktan yorulmayacaktır fakat biz bunlarla ertelenmiş hesabımızı inşallah seçimden sonra göreceğiz. Türk milliyetçilerinin iktidar olmasından ödü kopan, bu yüzden çamur atan, çirkeflik yapan kim varsa ya hukuk önünde ya da mahşeri vicdan huzurunda görüşeceğiz. Bizim milliyetçiliğimizi karalayanların, aşağılayanların eğer yüzleri varsa mutlaka kızaracaktır" şeklinde konuştu.
Siyasetlerinin ana omurgasının, ana kaynağının, vazgeçilmez ilke ve mesajının milliyetçilik olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Milliyetçiliğimiz, dışlayıcı, ötekileştirici değil kapsayıcıdır. Milliyetçiliğimizin harcı milli ve manevi değerlerle karılmıştır. Millet sinesinde canlı bir şekilde yaşayan, milletimizin asırlardır benimseyip sahiplendiği kültürel ve tarihi değerler milliyetçiliğimizin yörüngesidir. Bu itibarla herkesle kucaklaşmak, 77 milyondan bir kişiyi bile dışarıda bırakmadan herkesi kucaklamak yegane amacımızdır. Bizi arayan demokraside bulur. Bizi isteyen ekonomik gelişme, kalkınma ve büyüme mücadelesinde görür. Bizi merak eden milli birlik ve kardeşlik ruhunda tanır. Biz adaletli paylaşmanın, hakkaniyetli bölüşmenin yanındayız. Biz erdemin safındayız. Biz ahlak ve hoşgörünün, kişi hak ve ifade özgürlüğünün tarafındayız."
Anlaşmanın, konuşmanın, yakınlığın, yardımseverliğin, herkesi bir ve eşit gören milli perspektifin, asırlara Türk ve İslam ülküsünü şakır şakır söyletecek muazzam şuurun adının Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu belirten Bahçeli, "İlkelerini namusu sayan bir siyasi geleneğin temsilcisiyiz. Bu yalın gerçeği şerefli mücadele tarihimiz defalarca tescil ve tebliğ etmiştir. Biz artık geçmişi konuşmanın, geçmişimizle övünmenin yanında geleceği inşa ve ihya etmenin de özlemini çekiyoruz. Bunun için de iktidar olmak istiyoruz, buna da ulaşacağımıza yürekten itimat ediyoruz" diye konuştu.
Bahçeli, MHP'nin millete, keskinlikleri artırmadan, bayrak, vatan ve demokrasi ortak paydasında kucaklaşmayı sağlayacak asgari bir buluşma zeminini teklif ettiğini söyledi.
Sürekli kültürel ve etnik farklılıklara vurgu yaparak bunları derinleştirmekle demokrasinin muhafazasının söz konusu olamayacağını savunan Bahçeli, demokrasiden mahrum bir cumhuriyet idaresinin tasavvur edilemeyeceğini belirtti.
Türkiye'nin, cumhuriyeti ve demokrasiyi birlikte yaşatmaya ve yüceltmeye mecbur olduğuna dikkati çeken Bahçeli, bunun karşısında atılacak her adımın çıkmaz sokak olduğunu, rejim ve devlet krizi anlamına geleceğini söyledi.
Anlayışlarına göre, milliyetçilik ve demokrasinin birbirini tamamlayan, eşitlik ve özgürlük gibi ikiz kavramlar olduğunu anlatan Bahçeli, iktidarı eleştirerek, "Bunlar, fazilet yolundan çoktan sapmışlardır. Milli değerleri hırpalamak, bunlar için yeni Türkiye'dir. Türküm seslenişinin suçlanması, yeni Türkiye'ye has bir kepazeliktir. Milliyetçiliği çiğnemek, yeni Türkiye isimli çözülmüş ve manen çökmüş bir ülkeye davettir" diye konuştu.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş esası, kurucu mantığı millet olmanın ve birlik ruhunun milliyetçi yorumunda anlamını bulmuştur. Şayet, fedakarlık şemsiyesi altında vücut bulan, binlerce yılda vicdanlarda dokunan hatıralarla oluşan millet varlığı, etnik öbek ve kalıplara taksim edilirse, ne devletten ne de bağımsızlıktan bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaşınan farklılıklar, özendirilen ve cesaretlendirilen bölücü talepler, bütünlüğe değil, imhaya hizmet edecektir."
Türk milletinin koruyucu zırhı olan milli ve manevi cevherin, yırtılması ve gevşetilmesi durumunda muhtemel fenalıkların boyut ve çapını hiç kimsenin önceden kestiremeyeceğini dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türkiyemiz, demokratik rejimin işleyişi, ekonomik bağımsızlığımızın geleceği, milletinin birliği ve ülke bütünlüğü açısından vahim bir süreçten geçmektedir. İçinden geçtiğimiz bu sıkıntılı günlerde en çok ihtiyacımız olan ise Türk milletinin birlik ve dayanışma konusunda göstereceği arzudur. Millet müsamaha etmedikçe, millet göz yummadıkça, birlik çınarının gölgesinde bölücü fideler kök tutmayacaktır. Türk milleti ikna olmadıkça bölücülük ve buna çanak tutan mahfiller emel ve hedefleriyle çürüyüp gidecektir. Hiç kimse, bizden Türkiye'nin topyekun geleceğinin bir siyasi partiye, bir terör örgütüne, birisi sarayda, diğeri ise adada barınan iki müzakereciye endekslenmesini, bunun dayatmasını kabul etmemizi beklememelidir. Hiçkimse bize, terörün taviz vererek biteceğini, süreç ihanetiyle baharın geleceğini ve anaların gözyaşının bu yolla dineceğini kabul ettiremeyecektir çünkü karşımızda bahara uyanan değil, kara kışa yatan, milli birliği adım adım çöken bir ülke resmi durmaktadır. Nitekim çözülme süreci, Türkiye'yi kasıp kavurmakta, Türk devletinin egemenlik haklarını iflasa sürüklemektedir. AKP, bile bile, göre göre terörün yedeği, teröristlerin cüret ve cesaret istasyonu olmuştur. Kaynağı millet vicdanı, meşruiyeti millet iradesi olan Türk devleti, eşkıyanın eline düşürülmüş, teröre rehin verilmiştir."
"Herkese kol kanat gereriz"
Siyasette bulanık hava dağılınca taşların yerine oturacağını, herkesin yaptıklarından ders ve sonuçlar çıkaracağını kaydeden Bahçeli, Türkiye'nin yeni bir sürece doğru sorunlarını çözme yolunda mutlaka ilerleyeceğini söyledi.
"Türkiye AK Parti'ye muhtaç ve mecbur değildir" diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"Eğer konu yardıma muhtaç kardeşlerimizin korunması ve desteklenmesiyse, biz, daha fazlasını, AKP'nin verdiğinden daha çoğunu takdim ederek herkese kol kanat gereriz. Eğer istenen, Türkiye'nin dünya devleti olmasıysa, bunun ancak ve ancak aleme nizam verme fikriyatını kendisine rehber etmiş Milliyetçi-Ülkücü Hareket gerçekleştirecektir. Hepsinden önemlisi, kronikleşen kavga ve gerilim ortamı dışında 13 yıla yakındır ülkemizde hangi konuda istikrardan söz etmek mümkündür?"
"Türkiye'nin bunca ağır sorun ve gündemi varken adaleti susturanların, mahkemeye çıkmaktan korkanların erkenden sevinmemesi gerektiğini" savunan Bahçeli, "Ahlaki düşkünlük içinde kıvrananları, Türk milleti ibret ve nefretle izlemektedir" dedi.
Bahçeli, "Rüşvet zanlısı eski bakanları saray dayatmasıyla komisyondan kaçıran veya kaçırdıklarını düşünen siyasi paryalar da bulaştıkları kirden asla temizlenemeyeceklerdir" diye konuştu.
"Kiziroğlu Mustafa Bey" adlı türkünün AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu için yeniden uyarlanmasına değinen Bahçeli, bu parçayı 1999 yılında kullandıkları belirterek, bu şarkı üzerinden Davutoğlu ve AK Parti'ye eleştirilerde bulundu.
Milletin sanal gündemlerle oyalandığını öne süren Bahçeli, şunları söyledi:
"Bölgemiz kan gölü, çevremiz ölüm çukurudur. Küresel emperyalizm, Ortadoğu’yu sürekli çatışma ve savaş sarmalında tutarak dizayn etmenin peşindedir. Sınırlarla, haritalarla, rejim ve köhne yönetimlerle köşe kapmaca oynanmaktadır. Komşu coğrafyalarda bir tarafta hayatını kaybedenler, diğer tarafta ise insanlığını kaybedenler vardır. Osmanlı sonrası düzen, eski hakimiyet havzamıza barış ve istikrar getirmemiştir. Demokrasi saf dışıdır, vicdan saha dışıdır, özgürlük ve demokratik haklar ezilmekte, İslam'ın buyrukları günah ehlileri ve zalimlerce öğütülmektedir. Etrafımızda entrika kol gezmektedir. Ortadoğu, herkesin herkesi katlettiği zulüm coğrafyasına dönmüştür."
"İslam, barış ve kardeşlik dinidir"
Hükümetin dış politikasını eleştiren Bahçeli, "AKP Hükümeti'nin dış politikası çoktan iskelete dönmüştür" dedi.
Paris'teki terör saldırılarına değinen Bahçeli, "Ne adına olursa olsun, Fransa'daki saldırı ve şiddet sahnelerini kınıyor, Fransızlara başsağlığı diliyoruz. İslam, barış ve kardeşlik dinidir. İslam adına işlenen hiçbir cinayetin, hele hele savunmasız ve sivil insanlara kasteden caniliğin hoş görülmesi düşünülemeyecektir" dedi.
İslam alimlerinin ve ülkelerinin, Müslümanların ismini kötüleyen ve karalayan teröristleri lanetlemesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Ancak Fransa'daki suikast zinciri ne kadar lanetlenmeyi hak ediyorsa, Türk ve İslam alemini içine alan ve her gün yaşanan katliam girdabı bir o kadar lanetlenmeyi ve öfkeyi hak etmektedir" diye konuştu.
Küresel barış ve düzenin temin edilmesi bağlamında bir endişe taşınıyorsa, herkesin ve her ülkenin sorumluluğunu, nerede durduğunu gözden geçirmesi gerektiğine dikkati çeken Bahçeli, Ankara'nın güvenliğinin Paris'in güvenliğiyle, Bağdat’ın, Şam’ın, Kahire’nin, Sana’nın, Riyad’ın, Kabil’in ve Bosna’nın istikrarının Berlin, Madrid, Washington ve Brükselle bir görülmediği müddetçe insanlığın kaderinin yine karışıklık ve kaos olmaktan kurtulamayacağını söyledi.
"Bugün mizah dergisini basan katiller, yarın bir başka yerde öldürmeye devam edeceklerdir" diyen Bahçeli, "Bize göre, tarihsel nitelikli ve kapanmamış hesaplar nedeniyle, dünyanın bir bölgesindeki terörist faaliyetleri hoşgörüyle izlemek, hatta el altından bu faaliyetlere destek vermek ateşle oynamanın diğer tanımıdır çünkü yeni yüzyılın en ciddi problemlerinden biri olan ve yıkıcı karakteriyle bilinen terörizm, çok kısa sürede hedef değiştirebilen bir niteliğe sahiptir. Herhangi bir ülkeye karşı sürdürülen terörist faaliyetin, anında başka bir ülkeyi veya coğrafyayı hedef olarak seçmesi mümkündür" şeklinde konuştu.
Bahçeli, küresel barış ve adaletin önem ve gerekliliğinin sözde değil, gerçek ruhuyla kavranması ve sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı.
Kurulan iş birliği ve temas zeminlerinin samimi ve dürüst bir şekilde olgunlaştırılması ve ilerletilmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, teröre ve bölücü dinamiklere karşı milletler ve devletler arasında sağduyulu ve istikrarlı bir işbirliği ağı oluşturulamadığı takdirde, bu menfur saldırıların küresel bir virüs gibi her yeri vurmasının kaçınılmaz olacağını dile getirdi.
"Türkiye'deki kanlı saldırıları sadece seyretmekle yetinmeyen, teşvik ve tahrik eden ülkeler iyi bilmelidirler ki etnik ve mezhep temelli terör şiddeti karşı karşıya olunan en büyük musibetlerden biridir" diyen Bahçeli, bu konuda gösterilecek kayıtsızlığın, ilgisizliğin ve vurdumduymazlığın gün gelip şartlar değiştiğinde, o ülkelere de sirayet edeceğini bilmek ve görmek gerektiğini belirtti.
"Müslüman terörist olmaz"
Terörizmden çok çekmiş, binlerce vatan evladını hain saldırılar sonucunda toprağa vermiş Türk milletinin, bu konuda büyük bir hassasiyete sahip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
"Aynı duyarlılığı ve özeni başkalarından beklemesi en tabii hakkıdır. Bilhassa Batı dünyasında bazı önyargılı odaklar, ne yazık ki İslam diniyle terörizmi aynı çerçeve içinde resmetmek için özel bir gayret göstermektedir. Bu, hem büyük bir haksızlık hem de büyük bir hatadır. İslam dininin özünü hoşgörü ve merhamet oluşturmaktadır. Müslümanın teröristi olmadığı gibi, teröriste de Müslüman denilemeyecektir. Her şeyden önce inançlarımız başkalarına saygıyı ve yaşama hakkını yüceltmeyi gerektirmektedir. Öldüren, katleden, zulmeden ve insanların varlıklarını alenen tehdit eden caniliklerin ne Müslümanlıkla ne de kutsallarımızla bir ilgisi vardır. Müslümanı teröristle yan yana getirmek, bu alanda İslamiyet'i zan altında bırakmak hiç kimsenin haddi değildir. Müslümanım diyerek suç işleyenlere, kafalarına göre cihat ilan edenlere, önüne geleni tekfir ilan edip yok edenlere hepimizin itirazı ve tahammülsüzlüğü vardır ancak İslam dinini suç icat eden bir içeriğe sokmak bir defa ve öncelikle hala Haçlı zihniyetinin işbaşında olduğunu göstermektedir."
"Teröristin dini ve milliyeti yoktur"
Ölümler, toplu cinayetlerin dünyanın her yerinde olduğunu ifade eden Bahçeli, "ABD’de zaman zaman okullar basılmakta çocuklar ya esir alınmakta ya da öldürülmektedir. Suçun, suçlunun, teröristin, katilin dini ve milliyeti yoktur. Yine her ülkede, her inanç sistemi içinde teröristlere rastlandığı unutulmamalıdır. Ne var ki bu, hiçbir dininin ya da inanç grubunun itham edilmesi için yeter neden olmayacaktır. Bu nedenle, Fransa’da yaşanan son zamanlardaki olumsuz ve kötü nitelikli hadiseleri Müslümanların tümüne genelleştirmek yakışıksız ve yadırgatıcıdır" şeklinde konuştu.
Kaynağı ne olursa olsun, terörizmin, sonuçta bir şiddet ideolojisi olduğunu ve hangi mazeretten ilham aldığının önemsiz olduğunu belirten Bahçeli, insanlığın, elinde silah, vücudunda bomba, aklında kan olan terörist kişi ya da gruplara karşı müşterek bir refleks göstermesi ve cephe oluşturması gerektiğini vurguladı.
Bahçeli, bu titizlik ve duyarlılığın her ülkenin, her milletin görevi olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Benim teröristim, senin teröristin ayrışmasına gitmek, hatta başka coğrafyalardaki bölücü ve yıkıcı unsurlara destek vermek her şeyden önce yüzsüzlük ve çifte standartçı bir yaklaşımdır. Türk milleti, bunun acısını yıllarca çekmiştir. Kaldı ki bölücü teröristlere verilen destekten hep şikayetçi olmuştur. İnsanımızın canına kasteden etnik temelli terör, yıllarca Avrupa’da el üstünde tutulmuştur. PKK, Cudi’de kan dökmüş, maalesef Paris'te ağırlanmıştır. Diyarbakır’da kan kusmuş, Yüksekova’da nefret saçmış ama gelin görün ki Avrupa’da gerilla, özgürlük savaşçıları ismiyle taltif edilmiş, hürmetle karşılanmıştır. Türk milletinin yaşadığı sorunlara yıllarca duyarsız kalınmıştır. Hatta eli silahlı çetenin mali imkanları güçlendirilmiş, insan ve lojistik ihtiyaçları değişik Avrupa ülkelerinden temin edilmiştir. Bunlar, küresel planda terörizmle ve teröristlerle mücadeleyi zorlaştıran ve hatta imkansızlaştıran açmazlardır. Kerkük'te patlayan bombaların, Kaşgar'da alınan canların, İslam alemini gözyaşına boğan ağır ve kahredici kayıpların karşısında suskun kalanların ve sıra Fransa'ya gelince ayağa kalkanların bir vicdan muhasebesi yapması, bizlerin en samimi dileğidir. Dünya beşten büyük diyenlerle, yabancı dost ve müttefikleri bilmelidir ki vicdan, adalet ve insanlık dünyadan da büyüktür."
Bahçeli, toplantının ardından Sarıoğlan ilçesine hareket etti.AA

Yorum Gönder

0 Yorumlar