Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Barış Pınarı harekâtına yönelik eleştirilere sert yanıtlar verdi: Suudi Arabistan’a: “Aynaya baksın, Yemen’in hesabını versin.” Mısır’a: “Sen hiç konuşamazsın.” Avrupa’ya: “Kapıları açar 3.6 milyon mülteciyi size göndeririz.” ABD ve NATO üyelerine: “Siz Türkiye’yi birkaç tane zibidi terör örgütüne tercih etmeyeceksiniz öyle mi? Biz de gereğini yaparız.” Suriye’de hedefin herkesin yeniden evine dönüşü olduğunu belirten Erdoğan AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:
ŞÖYLE SİZ KENARDA DURUN
“Türkiye’nin yaptığı diğer operasyonlar gibi Barış Pınarı’nın da amacı Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine katkıda bulunmaktır. Suriye topraklarının dörtte biri PKK, YPG, terör örgütünün işgali altındayken bu ülkenin ne toprak bütünlüğünden ne de siyasi birliğinden söz edilemeyeceği açıktır. PKK’nın YPG’nin bu işgalini görmeyenler şu anda bizim Suriye’nin birliği beraberliği için attığımız adıma laf ediyorlar. Şöyle siz kenarda durun biz yolumuza devam ediyoruz. DEAŞ’a karşı bizim verdiğimiz mücadeleyi bu konuşanların hangisi verdi? Bunlar sadece kendi ülkelerinden Suriye’ye DEAŞ’ı ihraç ettiler. Fransa’dan, Hollanda’dan ve Almanya’dan DEAŞ Suriye’ye geldi. Biz 5 bin 500 DEAŞ’lıyı geldikleri yerlere gönderdik.
Anayasa Komitesi’nin ilk toplantısını 30 Ekim’de yapacağı bir dönemde başlattığımız bu harekât Suriye’nin geleceğinin daha sağlıklı bir şekilde planlanmasını temin edecektir. Suriye toprakları üzerinde onlarca yabancı gücün cirit attığı bir dönemde Türkiye’nin terör yapılanmasını engellemek için başlattığı bu harekâta yönelik eleştirileri asla kabul etmiyoruz.
SEN BÖYLE BİR KATİLSİN
Tek tek saymayacağım ama bazı ülkelerin adını da burada zikredeceğim. Önce Suudi Arabistan’dan başlayacağım. Suudi Arabistan aynaya baksın. Yemen’i bu hale kimler getirdi? 10 binlerce insan Yemen’de ölmedi mi? Ey Suudi Arabistan, siz önce bunu hesabını verin.
Tek tek saymayacağım ama bazı ülkelerin adını da burada zikredeceğim. Önce Suudi Arabistan’dan başlayacağım. Suudi Arabistan aynaya baksın. Yemen’i bu hale kimler getirdi? 10 binlerce insan Yemen’de ölmedi mi? Ey Suudi Arabistan, siz önce bunu hesabını verin.
Hele Mısır sen hiç konuşamazsın. Zira sen ülkende demokrasi katili olan bir kişisin. Yüzde 52 oy ile seçilmiş olan Mursi’nin mahkemede çırpınarak ölmesine sen neden oldun. Belki de operasyon yaptın. Sen böyle bir katilsin.
Derdimiz Suriye’yi işgale çalışan DEAŞ, YPG, PYD gibi terör örgütleri, oradaki Kürt kardeşlerimizle de sorunumuz yok. Türkiye belki de bu ülkenin topraklarındaki tek meşru güç.
TÜM NATO ÜLKELERİNE SESLENİYORUM
Tüm NATO ülkesi olanlara sesleniyorum. Başta ABD. Biz bir NATO üyesi ülkeyiz. 5. maddeyi gayet iyi biliyorlar. Bu terör örgütleri NATO üyesi olan Türkiye’ye saldırırken, siz buna sessiz kalamazsınız. İlk 5’in içinde ücretini takır takır ödeyen ülke Türkiye’dir. Siz Türkiye’yi birkaç tane zibidi terör örgütüne tercih etmeyeceksiniz öyle mi? Buna eyvallah edemeyiz, bunun da gereğini yapmaya mecburuz. Bütün bunlara rağmen meseleyi çözmek için biz sabrettik, mücadele ettik. Artık her zaman söylediğim gibi kendi göbeğimizi kendimizin kesmesinden başka çare kalmadığını gördük. İşte Barış Pınarı harekâtı aşamasına böyle bir sürecin sonunda ulaştık.
Harekatımız tüm unsurlarımızın katılımıyla Tel Abyad ve Resulayn bölgesinde devam ediyor. Şu ana kadar 109 terörist öldürüldü. Terör örgütü ve yandaşları hemen ülkemizi karalamak, harekatımıza gölge düşürmek için yalan yanlış bir sürü haber yaymaya başlıyorlar. Tabii 109’un dışında yaralılar, teslim olanlar falan da var.
MHP, CHP, İYİ PARTİ’YE TEŞEKKÜR
Harekâtımıza destek veren MHP, İYİ Parti, CHP başta olmak üzere tüm liderlerimize, siyaset ve devlet insanlarımıza, STK’lara, sanatçılarımıza, gazetecilerimize, sporcularımıza, vatandaşlarımıza şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Terör örgütünün desteği ile parlamentoya girmiş olan sözde siyasi partiye sesleniyorum. Benim ordumu işgal gücü olarak gösteremezsin. Bu ahlaksızlığın, edepsizliğin daniskasıdır.
1 MİLYON KİŞİYİ YERİNDEN ETTİ
Barış Pınarı harekâtı, bölgesini güvenli hale getirdikten sonra öncelikle buralarda yaşayan herkesin kendi evine dönmesini sağlayacaktır. Bölücü örgüt 1 milyon kişiyi yerinden etmiştir. Bunların yaklaşık üçte biri de Kürt kardeşlerimizden oluşuyor. Bizim planımız herkesin yeniden kendi evine dönebilmesidir. Araplar, Kürtler, Türkmenler, Süryaniler, diğer etnik ve dini gruplar kendi evlerine döneceklerdir. Evi kalmayanlar için de uluslararası finansmanla 1 milyon kişilik yerleşim yerleri planlıyoruz.
Diyorlar ya ‘Kürtlere AK Parti’de yer yok’ falan diye. Şu anda AK Parti grubundaki 291 milletvekilimizin 50’si Kürt kökenlidir. Bizi bunu söyletmeye mecbur bıraktılar. Bizim için önemli olan köken değil insan olmaktır.”
AVRUPA’YA: KAPILARI AÇARIZ
“Ey Avrupa Birliği kendinize gelin. Operasyonu bir işgal operasyonu olarak nitelendirmeye çalışırsanız işimiz kolay; kapıları açar 3.6 milyon Suriyeliyi size göndeririz. Kalkmışlar para hesabı yapıyorlarmış, neymiş ikinci taksit olan 3 milyar Euro’yu göndermeyeceklermiş. Biz zaten sizden bir şey alarak yürümedik. 40 milyar doları harcadık. Biz bir o kadar daha harcar yolumuza devam ederiz ama kapıları da açarız. Siz bize hiçbir zaman samimi olmadınız, 1963’ten beri oyaladınız. Dürüst değilsiniz, hayatınız yalan üstüne.
Biz bu noktaya durduk yere de gelmedik. Bizzat Esed’e bu doğrultuda defalarca telkinde bulunduk. Maalesef rejimin tercihi demokratik yöntemler değil zor kullanmaktan yana oldu. Bir milyona yakın insanı Beşar Esed Suriye’de öldürdü. Kendi halkını öldüren, katleden bir insanla karşı karşıyayız.
300 BİN KOBANİLİ
Utanmadan sıkılmadan şu ifadeyi kullanıyor; biz Kürtlere karşıymışız. Terbiyesizlik yapmayın. Şu anda sadece Kobani’den bizim ülkemize gelen 300 bin Kürt misafirimiz olarak yaşamaktadır. ABD, Avrupa Birliği bunu görmez. Eee biz kime neyi anlatacağız? Hiç olmazsa milletimiz bunu görsün. Parlamentoda terör örgütüne sırtını dayayan bir grup var onlar zaten gözleri var görmez, ama göstereceğiz. Bizi eleştiren bazı Arap ve Avrupa ülkeleri acaba kaç Suriyeliye kucak açtı? Bizim bu sınır ötesi harekâtımızın altında güneyimizde bir terör devleti kurulmasını engellemek var. Biz buna çalışıyoruz.”
HİÇBİR SURİYELİ ENDİŞE ETMESİN
“Türkiye’nin hiç kimsenin toprağında, malında, mülkünde gözü yoktur. Türkiye ile hareket eden Suriye milli ordusunun da asla böyle bir niyeti yoktur. Bölge halkına bu konuda en küçük bir taşkınlığa müsaade edilmeyeceğinin garantisini şimdiden veriyoruz. Bu veya şu sebeple YPG saflarına katılmaya zorlanmış Suriyeli kardeşlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. İster Arap ister Kürt olsun hemen şimdi PYD saflarını terk edip kendi evlerini, köylerini, namuslarını korumak için harekete geçecek herkese kucağımız açıktır. Biz bu operasyonda hiç kimsenin, bilhassa da sivillerin kılına dahi zarar gelmesini asla kabullenemeyiz. Sadece bize karşı silah kullananları, saldıranları, tuzak kuranları hedef alıyoruz. Şayet böyle bir tavrın içinde değilse hiçbir Suriyeli kardeşimiz korkmasın, endişe duymasın.”
BOMBAYI, FÜZEYİ ATAN SİZSİNİZ
“Şunu uydurdular; Hıristiyan Suriye vatandaşlarının yaşadığı bir bölgeye önce roket atıp ardından Türkiye sivilleri bombalıyor diye ortalığı ayağa kaldırmaya kalktılar. Lan bombayı, füzeyi atan sizsiniz, terbiyesizler. Bu kara propaganda makinasına karşı gerekli tedbirleri derhal aldık; doğruları tüm dünya kamuoyuyla paylaşıyoruz. Hatta o Hıristiyan vatandaşların liderleri kendileri açıklama yaptılar ve bize olan güvenlerini ifade ettiler. Askerimizin karşısına çıkacak yüreği olmayanlar boş buldukları yerlerde sivillere saldırarak gerçek yüzlerini ortaya koyuyorlar. Bunlar öyle terbiyesiz ki, kendi yayın organlarından çocukları gösteriyorlar. Ya çocuk katili sizsiniz. Kadınlara saldıran, onların katili sizsiniz. Bizim savunma imkanı olmayanlara, kadına, çocuğa asla elimiz kalkmaz.”
DEAŞ’LILARA NE OLACAĞI
SORULUYOR
“Fırat Kalkanı harekâtında 3 binin üzerinde DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Bugün bize sürekli harekâttan sonra bölgedeki hapishanelerde, kamplarda tutulan DEAŞ’lılara ne yapacağımız soruluyor. Asla sorumluluktan kaçan bir ülke olmadık. DEAŞ’ın bir daha kendi başımıza bela olmasını istemediğimiz gibi Avrupa başta olmak üzere dünyanın da böyle bir musibete düçar olmasını arzu etmeyiz. Kontrolümüze geçecek bölgelerdeki DEAŞ’lılara ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağız. Cezaevinde tutulması gerekenleri cezaevinde tutacak, uyruğu olduğu ülkelere gidebilecekleri de kabul edilmeleri halinde oraya göndereceğiz. Kadın ve çocukları da bir ıslah programıyla kendi toplumlarına kazandırmanın gayreti içinde olacağız. Suriyeli kardeşlerimizin huzurla evlerine dönebilmeleri için sahaya iniyoruz. İnşallah Barış Pınarı’yla şanlı tarihimize yeni bir altın sayfa ekleyeceğiz.”
0 Yorumlar